31 Mayıs 2015 Pazar

EDİRNE'DE FİLM FESTİVALİ GERÇEKLEŞECEK

 
Uluslararası Edirne Aynalı Süpürge Film Festivali, 02 – 08 Ekim 2015 tarihleri arasında, Edirne’de gerçekleşecek. 100’ün üzerinde filmin gösterileceği festivalde, Türkiye ve Balkan ülkelerinin sinemalarının seçkin örneklerinin yanı sıra dünya sinemasından da yeni filmler gösterilecek.Festival kapsamında yörede yaşayan Roman vatandaşlarla bir takım oyunculuk,senaryo eğitimi,film çekim teknikleri gibi seminerler düzenleneceği ve Romanların kendi sorunlarını sinema diliyle ifade edecekleri , hazırladıkları kısa ve uzun metraj filmlerin festival kapsamında yayınlanacağı söylentiler arasında... Balkan sinemasına özel ağırlık verecek olan festivale dünyanın dört bir yanından ve Türkiye’den yönetmenler, oyuncular, senaristler, eleştirmenler, basın mensupları ve sinema emekçilerinden oluşan yaklaşık 100 konuk davet edilecek.

KADRAJDA EDİRNE VAR

1985 yılında yapımı gerçekleştirilen Türk filmi'nin yönetmen koltuğunda Şerif Gören'dir. Yapımını Selim Soydan' ın üstlendiği senaryosunu ise Özden Çankaya'nın yazdığı dram,psikoloji türündeki Kurbağalar filminin başrollerini Hülya Koçyiğit ve Talat Bulut paylaşmaktadır.

Filmde mekan olarak Edirne'nin Enez İlçesi'nin Sultaniçe Köyü kullanılmıştır.Bir diğer önemli özelliği yabancı televizyon kurumlarına satılan ilk Türk Filmi'dir. 
Filmin konusuna gelecek olursak yaşamlarını domates, biber ve kurbağa toplayarak geçiren köylülerden Elmas Kadın (Hülya Koçyiğit), kocası öldürülünce genç yaşta dul kalır. Kocasız kalan Elmas, günden güne büyüyen çocuğuyla yaşam savaşı verir. Bankaya ve kooperatife olan borçlarını ödeyebilmek için durmadan çalışmak zorundadır. Bu arada köyün delikanlıları da Elmas'a rahat vermezler. Ama genç kadın, 7 yıl hapiste yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Balkanlı Ali'ye (Talat Bulut) kanı kaynar. Ali de Elmas'a sevdalıdır. Onunla evlenmek ister. Ama bi gecelik bir beraberlikten sonra Ali'nin bu tutkusundan vazgeçtiği görülür. Çünkü bu evliliğe karşı çıkan Ali'nin dul annesidir. Elmas kaderine boyun eğerek yaşamını kurbağalar dünyasında sürdürecektir...




İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek (Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul), yönetmenliğini Fatih Akın'ın, anlatımını EinstürzendNeubauten'ın bas gitaristi Alexander Hacke'nin yaptığı belgesel filmdir. İşlenen konu İstanbul'daki değişik müzik türleri, müzik kültürleri ve bunların toplum, yaşam, siyaset ve diğer müzik türleriyle olan ilişkileridir.

Bilindiği üzere belgeselin bir kısmı ünlü klarnet virtüözü Selim Sesler'in memleketi olan Edirne'nin Keşan İlçesi'nde çekilir.Üstadın hikayesini klarnet sevdasını  bir de kendi dilinden ve nefesinden dinleyin derim.



EDİRNE'Lİ ÜNLÜ SİMALAR

RAFET EL ROMAN
25 Ağustos 1968'de Edirne'nin Havsa ilçesinde doğan sanatçı ailesi Almanya'ya gidince 7 yaşına kadar Uzunköprü'nün Ömerbey köyünde anneannesiyle beraber yaşar. 1.sınıfı okuduktan sonra Almanya'ya ailesinin yanına gider.16 yaşında ilk söz ve bestelerini yazmaya başladı.1992 yılında Almanya'da "YILIN EN İYİ YETENEĞİ" olarak Saarlaendischer Rundfunk Radio Kurumu tarafından seçildi.1995 yılında Türkiye'ye gelerek ilk solo albümünü çıkardı. "GENÇLİĞİN GÖZYAŞI" adlı albüm bir milyonu aşan satış rakamlarına ulaştı.

30 Mayıs 2015 Cumartesi

BİRAZ HUZUR... BİRAZ MAVİ...

  

Sanayiden uzak kalabilen "şanslı" sahillere sahip olan Saros, Edirne´den yaklaşık 150 km., İstanbul´dan yaklaşık 250 km. uzaklığıyla yaz aylarının gözde tatil beldelerinden biri olarak her geçen gün daha fazla ilgi çekiyor...
Trakya topraklarının Ege denizindeki kıyısı Saros körfezi, tertemiz kumsallarla kaplı bir kıyı şerididir. Saros körfezi su altı akıntılarının fazla olması, herhangi bir büyük yerleşimin ve sanayileşmenin olmaması sebebi ile Ege denizinde yer alan en temiz bölgelerden biridir. Ve iddia şudur ki; Saroz Körfezi dünya üzerinde kendi kendini temizleyen 3 denizden biridir.

TESCİLLİ BİR LEZZET "SATIR ET"


Tekirdağ kendi ismiyle anılan köftesini dile düşürürken, hemen kapı komşusu olan Edirne'ye bağlı Keşan ilçesinde satır et Tekirdağ köftesinin adını bile andırmaz.Öte yandan; bu yörede satır et bir köfte gibi algılanmaz. Bu sebeple "satır köfte" diye sunulmasından ısrarla kaçınırlar. Bu sahipleniş Satır Et'in diğerlerinden ayrışmasını ve farkındalığının artmasını sağlayan etkenlerin en başında gelir.Satır et 90’lı yıllarda Keşan da yaratılmıştır. Satır eti diğer etlerden ayıran en büyük özellik lezzetidir.



ANNEMİN MUTFAĞI


EDİRNE KÖFTESİ



MALZEMELERİ(6 KİŞİLİK):
500 GRAM KUZU KIYMASI
1 BEYAZ SOĞAN
3 DİLİM BAYAT EKMEK İÇİ
TUZ,KARABİBER
2 ADET YUMURTA
10 GRAM ZEYTİNYAĞI

26 Mayıs 2015 Salı

II.Beyazid Camisi ve Külliyesi (II.Beyazid Kompleksi)



   Tunca Nehri kıyısında bulunan külliye Edirne'nin en önemli yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, Erzak depoları ve öbür bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır.Sultan II.Beyazıd'in 1484-1488 yılları arasında yaptırdığı külliyenin mimari Hayreddin'dir. Çok etkileyici bir görünümü olan külliye küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür.Yapıların en ilginci 20.55 m. çaplı, tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli tabhane vardır. Bu Bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır. Kubbe geçişi pandantiflerle sağlanmıştır. Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür. Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne'deki ilk örnektir. İç Mekandaki Geç Dönem Barok Süsleme caminin yalın güzelliğini bozmaktadır. Öndeki revaklı avlunun ortasında mermer şadırvan vardır.

SELİMİYE CAMİİ VE KÜLLİYESİ HAKKINDA BİLİNMEYENLER

   İstanbul’un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal eseri olan ve şehrin siluetini taçlandıran Selimiye Camii ve Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına Yıldırım Beyazıt'ın yaptırdığı Baltacılar Koğuşu'nun kalıntıları üzerine yaptırılmıştır.Yapımına 1569'da başlanmış ve 1575'de tamamlanmıştır. Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseri olan Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir.
 Açık havalarda Rodop Dağları'ndan ve Uzunköprü'nün Süleymaniye Köyü'nden görülebilmektedir.