.
Cami'nin batısında Darüşşifa ve Tıp Medresesi bulunmaktadır. Darüşşifa büyük kubbeli bir bölüm ve çevresindeki altı küçük kubbeli oda ve beş sedirli sofadan oluşmaktadır. Ortası açık büyük kubbenin altında şadırvan vardır. Taban mermerdendir. Revaklarla çevriliin avlunun yanlarında akıl hastalarının iyileştirildikleri kubbeli hücreler bulunmaktadır. Avlunun köşesinde, mutfak ve çamaşırhane bölümleri vardır. Kuzeybatı köşesindeki tıp medresesinde, revaklı avlunun çevresinde kubbeli 18 öğrenci hücresi, büyük kubbeli dershane ve ortada şadırvan yer alır.
Sultan II.Beyazıd'ın Selimiye Kütüphanesinde bulunan vakfıyesinde, külliyede çalışan 167 memurun listesi ve gündelikleri belirtilmektedir. Yine bu Vakfiyeden Darüşşifa'da, bir başhekim, ikinci ve üçüncü hekimler, iki göz hekimi, iki cerrah, bir eczacı, bir gassal (ölü yıkayıcı), bir katip, bir vekilharç, bir aşçı, bir süpürgeci bulunduğu belirtilmektedir.Padişah II.Beyazıd tarafından kurulan bu külliyenin (sitenin) temel amacı Edirne'yi bir Darüşşifaya(Hastaneye) kavuşturmaktır.
Sitenin ana merkezi Darüşşifa olup; Tabhane (Misafir ve Dinlenme Yeri), Tıp Medresesi (Temel Bilimler Fakültesi), Cami, İmaret (mutfak, yemekhane, depo,) Köprü, Hamam, Un Değirmeni, Su Deposu, Sübyan Mektebi, Mehterhane, Muvakkithane (günün saatlerini ve takvimini bildirir) gibi üniteler Darüşşifayı destekleyen sosyal, dini ve kültürel nitelikli yerlerdi.
Darüşşifa - Külliyenin Merkezi
Üç bölümden oluşur: Birinci bölümde poliklinikler, özel diyet mutfağı ve personel odaları bulunmaktadır.
İkinci bölüm ilaç deposu ve üst düzey personele aittir.
Üçüncü bölümde 6 kişilik ve 4 yazlık yatak odası ile bir müsiki sahnesi bulunur. Burada on kişiden oluşan musiki topluluğu tarafından haftada üç gün musiki konserleri verilirdi.
Evliya Çelebi burada "hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def'i sevda olmak üzere" on adet hanende ve sazende gulam(genç) ayrıldığı, bunların üçü hanende, biri neyzen, biri kanuni, biri musikari,biri cengi santuri, biri udi olup haftada üç gün hastalara ve delilere büyük kubbenin altında musiki faslı verdiklerini; neva, rast, dügah, çargah ve suzinak makamlarını çaldıklarını bildirmektedir.Mevsim çiçeklerinin (gül, karanfil, sümbül, reyhan ve misk-i rum) koku ve renklerinde de tedavi yapıldığını yazmaktadır.
Binanın her tarafından dinlenebilen bu konserler kadar; su sesi ve güzel kokulardan yararlanarak ruh hastalarının tedavisi yoluna gidilirdi. Bu noktada önemli sayılan bir olgu; aynı yılarda Avrupa'da delilik denilen hastalık durumlarında hastanın "Şeytandır" gerekçesiyle yakılmasıdır.
Aslında hastahane her türlü hastanın kabul edildiği bir yerdi ve tedavi parasızdı.
Örneğin burası, göz tedavisi için de önemli bir merkezdi.
Bu hastahanede, zincire vurulması gereken akıl hastalarına, paslı demirin olumsuz etki yapma olasılığı düşünülerek bu demir aksam altın ve gümüşle yaldızlanmıştır.Hastahane kadrosunda 1 baştabip, 2 tabip, 2 göz uzmanı, 2 operatör, 1 eczacı bulunmaktaydı.
Sağlık Müzesi ve Önemi
Külliye son dönemde, Trakya Üniversitesine devredilmiş ve üniversite tarafından düzenlenerek Kültür Bakanlığının ve Ruh Hastaları Redaptasyon Derneğinin de katkılarıyla Müzeye dönüştürülmüştür. Sağlık Müzesi adıyla anılan sözkonusu oluşum; Avrupada geçtiğimiz yıllarda "Yılın Müzesi" ödülünü almış olup, Yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen tarihi mekanımız haline gelmiştir.
II.Beyazıd Külliyesindeki Sağlık Müzesi'nde eski tıp aletleri ile tıp eserleri ve Edirne Tarihi ve Kültürel araştırmalarına çok emek vermiş Dr. Rıfat Osman, Prof.Dr. Süheyl ÜNVER odaları bulunmaktadır.
Ruh Hastalıkları Redaptasyon Derneği'nce düzenlenerek 30 Haziran 2000 günü açılan ana bölümdeki ruh hastalıkları ve tedavilerinin mankenlerle anlatıldığı birimler büyük ilgi görmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder